Sizlerden sıklıkla gelen sorulara cevaplar
Üniversite düzeyindeki matematik derslerinde “güncel müfredat” kavramı bulunmamaktadır. Bu kavram, ilköğretim ve lise kademelerinde sıkça karşılaşılan müfredat değişiklikleri ile buna bağlı olarak ortaya çıkan kafa karışıklıklarının bir yansıması olarak üniversiteye gelen öğrencilerin zihninde oluşmaktadır. Her ne kadar videolar güncel olsa da, üniversite eğitiminde ilköğretim ve lise düzeyinde olduğu gibi tüm kurumlarda standart bir müfredat bulunmaz. Derslerin isimleri aynı olmakla birlikte içerikleri farklılık gösterebilir. Örneğin, bazı üniversiteler Calculus I dersini oldukça kapsamlı bir şekilde işlerken, bazı üniversitelerde bu ders daha sınırlı bir içerikle ele alınabilmektedir. Bu farklılık, üniversitenin akademik düzeyi, öğrenci profili ve özellikle vakıf üniversitelerinde uygulanan eğitim politikaları doğrultusunda belirlenmektedir. Bu platformda sunulan ders içerikleri ve videolar, en geniş kapsamlı eğitim programlarını yürüten üniversitelerin düzeyini karşılayacak biçimde hazırlanmıştır. Öğrencilerin, kayıtlı oldukları dersin içerik listesine bakarak hangi konuları takip etmeleri gerektiğini belirlemeleri en doğru yaklaşım olacaktır. Ayrıca, ihtiyaç duyulan durumlarda iletişim bölümünde yer alan e-posta adresi aracılığıyla izlenmesi gereken kısımlar hakkında destek alınabilir.
Eğer mühendislik veya diğer sayısal alanlarda öğrenim görüyorsanız, her iki ders içerik açısından büyük ölçüde örtüşmektedir. Üniversitelerin ders adlandırmalarında farklılıklar olsa da, Calculus I (Analiz I) genellikle Matematik I dersiyle aynı temel konuları kapsar. Yine de en doğrusu dersinizin içerik listesi ile videoların konu başlıklarını karşılaştırmak olacaktır.
Bu söylem, genellikle hocaların öğrencilerinin kendi derslerini düzenli olarak takip etmelerini sağlamak amacıyla kullandıkları bir ifadedir. Yoksa var olan matematik bilgisinin dışında tamamen yeni bir şey keşfettiklerini sanmıyorum. Ancak bazı durumlarda bu söylemin haklılık payı da vardır. Örneğin, bir konudaki bir soruyu çözmek için 5 farklı yöntem olduğunu düşünelim. Hocanız bu yöntemlerden yalnızca birini dersinde anlatmışsa, sınavda da o yöntemle çözüm beklemesi gayet doğaldır. Bu nedenle ders çalışırken önünüzde mutlaka hocanızın ders notlarının ya da en azından dersin içerik listesinin bulunması faydalı olacaktır. Bu uyumsuzluğun en sık yaşandığı derslerden biri diferansiyel denklemler dersidir. Çünkü aynı diferansiyel denklemi çözmek için genellikle 3-4 farklı yöntem bulunur. Bu noktada, hocanızın hangi yöntemi tercih ettiğine veya hangi yöntemle konuyu öğrettiğine dikkat ederek videoları izlemeniz, olası karışıklıkları önleyecektir. Diğer matematik derslerinde ise bu tür bir uyumsuzluk neredeyse yok denecek kadar azdır.
Bazı üniversitelerin ölçme ve değerlendirme süreçlerinde test sınavlarını tercih etmeleri öğrenciler açısından kısa vadede memnuniyet yaratsa da, üniversite kimliğinin ve akademik eğitimin temel ilkeleriyle örtüşmez. Matematik sınavlarını test şeklinde yapan üniversiteler, o gösterişli giriş kapılarında yazan “üniversite” unvanını hak etmiyordur.
Hayır, sizlerin hızına yetişemiyoruz. YouTube’un hızlandırma seçeneklerini kullanarak çözebileceğiniz konular hakkında bu kadar şikayetçi olmayın.
Soyut Cebir dersinin 4. bölümünden sonraki konularına ait videolar henüz hazırlanmadı. Bu nedenle şu an için yapılabilecek bir şey yok. Ancak, 2025-2026 döneminde dersin tüm konularına ait videoların tamamlanması planlanmaktadır.
İlköğretim seviyesinde dersler 90 dakika olarak planlanır. İlk 45 dakikalık dersin ardından 10 dakikalık bir ara verilir ve sonrasında ikinci 45 dakikalık ders yapılır. Lise ve üniversite seviyesinde ise dersler 120 dakika sürer. İlk 60 dakikalık dersin ardından 10 dakikalık bir ara verilir ve sonrasında ikinci 60 dakikalık ders işlenir.
Lise ve üniversite düzeyindeki ingilizce gerektiren tüm matematik derslerinde yardımcı olunmaktadır.
Almanca veya Fransızca olarak doğrudan destek sunulmamaktadır. Ancak, gerekli yerlerde çevirileri sizin yapmanız durumunda, bu iki dildeki üniversite düzeyindeki matematik dersleri için yardımcı olunabilir.
Ders sıklığı, ilköğretim ve lise düzeylerinde okul derslerine destek amacıyla alındığında, haftada bir veya öğrencinin ihtiyaçlarına göre iki haftada bir olarak planlanabilir. LGS hazırlık sürecinde haftada bir ders yeterlidir. TYT-AYT hazırlık aşamasında ise ders sıklığı öğrencinin durumuna bağlı olarak değişir; haftada bir veya haftada iki kez ders yapılabilir. Üniversite düzeyinde ise, vize veya final sınavı öncesinde ders alınması en yaygın durumdur. Genellikle vize önceleri vize konularının anlatımı için 2 ders, final öncesinde ise 2 veya 3 ders yeterli olabilmektedir. Burada bahsedilen ders süreleri, ilköğretim için 90 dakika, lise ve üniversite düzeyleri için ise 120 dakikadır.
Öğrencilerin dershane veya özel ders desteği olmaksızın sınava hazırlanmaları elbette mümkündür. Çoğu zaman öğrencilerin asıl sorunu yalnızca sınava hazırlık değil, hazırlık sürecinde bulunma biçimidir. Gerçekten çalışmak yerine çalışıyormuş gibi yapanlar, dershaneye de gitse, özel derste alsa veya bu ikisi olmadan da çalışsa büyük ihtimalle başarılı olamayacaktır. Bu nedenle, önce gerçekten çalışmak gereklidir.
Dershane ve özel ders olmadan sınav hazırlığına döndüğümüzde, günümüzde çevrim içi platformlarda (özellikle YouTube gibi ortamlarda) farklı öğretim stillerine sahip çok sayıda eğitmen bulunmaktadır. Öğrenci, kendi öğrenme tarzına en uygun olanı seçerek bu kaynaklardan faydalanabilir. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sunulan resmi kaynaklar ve yapay zekâ tabanlı uygulamalar da bu süreçte etkin bir şekilde kullanılabilir.
Yine de insan doğası gereği, sınav sonuçları açıklandığında başarı veya görece başarısızlık durumu ortaya çıktığında, dershaneye giden öğrenci başarısızlığını dershaneye, özel ders alan öğrenci öğretmenine, bireysel çalışan öğrenci ise farklı hazırlık yöntemlerine atfetme eğiliminde olabilmektedir. Oysa başarı, yalnızca kullanılan kaynak veya yöntemlere değil; bireyin potansiyeline, öğrenme disiplinine ve sınav anındaki performansına bağlı olarak şekillenmektedir.
Sınav hazırlığında kaynak seçimi büyük önem taşır. Öncelikle, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yıllar içinde yayımlanmış test ve konu kaynaklarının tamamlanması önerilmektedir. Bu kaynaklar, hem temel müfredat hem de sınav formatına uygunluğu açısından en güvenilir başlangıç noktasıdır. Bunları bitirmeden ekstra başka kaynaklara yönelmek bir hatadır. Ancak bu kaynakların çözülmesinde zorlanma ortaya çıkması durumunda daha kolay ve başlangıç düzeyi kaynaklara geçip onların bitmesinin ardından tekrar MEB kaynaklarına yönelinmelidir. MEB kaynaklarının tamamlanmasının ardından çıkmış soruların çözümüne ve deneme çözümüne geçilmelidir. Sınav hazırlığında olanların büyük hatalarından biri önce çok fazla piyasa yayınlarını alıp onları dahi tamamlamakta zorlanıp, asıl kaynaklar olan MEB ve çıkmış sorulara bir türlü gelememektir. Sonuca gelecek olursak kaynak kullanım sırasının yanlış olması, öğrencinin potansiyelinin altında bir performans sergilemesine yol açabilir; bu nedenle planlı ve sistemli bir kaynak kullanımı, sınav başarısı açısından kritik öneme sahiptir.